Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     




 

Söyleşilerimiz,sitemiz adına  editörümüz ve yazarımız    Aziz ŞEKER    tarafından gerçekleştirilmiştir.




 Sitemiz Editörü Aziz ŞEKER tarafından,sitemiz adına Başkent Üniversitesi Öğretim Elamanı Emre ÖZCAN ile gerçekleştirilen söyleşimiz.

“EMEĞİN KURUCU ÖZNELLİĞİ” KİTABI ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ

 

 

 
Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org


“Neşe direnişin kahkahasıdır”, mottosuyla başlayan kitabın yazarıyla bir ekonomi-politik okumasının çok daha ötesindedeğerlendirilebilecek olan “Emeğin Kurucu Öznelliği” kitabı üzerine bir söyleşi yapmaya karar verdik. Sosyo-politikbağlamı öne çıkararak yazılan kitabın öznellik tartışmalarınıodağına oturtan arayışın ürünü olduğunu başlangıçta belirtmek isterim. Her kitap bir maceradır, tarihe bir ad düşürme girişimidir. “Zamanı”, felsefenin olanaklarıyla değerlendirenyazarın kendisi de kitabını “devrimci teorinin alet çantasına bir katkı sunabilmek” olarak görüyor. 19.yüzyılda sanayi kapitalizminden 21. yüzyılın finans kapitaline varan küreselsüreci sermaye açısından değil, emeğin politik öznelliği açısından değerlendirmek gerekiyor. Kitabın bu yönde ufuk açıcı olduğunun altını çizmekte yarar var. OtonomistMarksizm üzerine geniş ve doyurucu bir kaynak taraması yapılarak yazılan kitabın mutfağındaki kişiyi; sitemiz yazarlarından Emre Özcan’ı dinleyelim şimdi:

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org

Sizi öncelikle tanıyalım?

Emre ÖZCAN:
2012 yılından itibaren Başkent Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nde öğretim elemanı olarak çalışmaktayım. Şu an Anadolu Üniversitesi Sosyoloji A.B.D.’de doktora tez çalışmamı yürütmekteyim. 2013 yılında SABEV Yayınları’ndan Günümüz Sosyolojisi Yazıları adıyla kitabım yayınlandı. Bildiğiniz gibi yine bu yıl, Yrd. Doç. Dr. Seda Attepe-Özden ile birlikte Nobel Yayınları’ndan çıkan Tıbbi Sosyal Hizmet kitabının editörlüğünü üstlendim.

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org

Kitabı yazarken nasıl bir düşünceden hareket ettiniz?

Emre ÖZCAN: Otonomist Marksizm üzerine yoğunlaşmak, tahmin edersiniz ki geleneksel Marx okumalarının çok daha ötesine geçmek anlamını taşımaktadır. Bu eksende Otonomist Marksist birikimin Türkiye’de tartışılmasının, bir disiplinin içindeki entelektüel yaklaşımlardan biri gibi ele alınmasıyla değil, politik hattın içinden geçerek mümkün olabileceğini, OtonomistMarksizmi bu topraklarda yeşerten dostlarımla göstermeye çalıştık. Bu kavrayış Marksizmin sosyolojik bir çözümleme olarakdeğil, Marx’ın politik teorisinin sürekli yeni yaratımları şeklinde irdelenmesini gerektirir. Marksizmin böyle bir okumasına soyunmak, birçok açıdan bugünün sorunlarıyla uğraşırken Marx’ınasıl çağırdığınızla ilgilidir. Yaşamın bütün toplumsal ilişkilerine farklı bir düzlemde bakabilmenin boyutları değişmektedir. Düşünce tarihinin içerisindeki krizlerin uğraklarından bağımsız olarak Marx’ı okuyamıyoruz. Bilhassa ’60 sonrası öznellik, yapı ve post-yapısalcılık tartışmalarının nasıl açığa çıktığını buradan düşünmeliyiz. Bu çalışmanın derdi tam da Otonomist Marksistlerin bahsi geçen krizin neresinden Marx’ı yakalamaya çalıştıkları meselesidir.

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org

Sermayenin üretici gücü sürekli yenileniyor, bilim ve teknolojinin değişimi ve katkısını göz ardı etmiyoruz. Sermayenin bu niteliği karşısında emeğin özgürleşmesinasıl tahlil edilebilir?

Emre ÖZCAN
:Emeğin özgürleşmesi meselesi bizim açımızdan çok basittir. Emek ücretli emek biçimi altında ister bürokrasi veya devlet mülkiyeti altında ister başka biçimlerde sınıflaştırılmaya devam ettiği müddetçe kapitalizmin mantığı içinde kalmaya devam edilmektedir. Kapitalizm, ücretli emeğin diyalektiği üzerinden sınıfın üretimi ve yeniden üretimidir. Anti-kapitalist mücadele ise emeğin, sermayenin doğrudan karşısındaki kurucu siyasetinin ifadesidir. En nihayetinde Marx’ın temel meselesinin, hem ücretli emeğin korunmasını hem de sermayenin ortadan kaldırılmasını istemenin çelişkili doğasını açığa çıkartmak olduğu göz ardı edilmemelidir.

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org

Deleuze, Nietzsche, Foucault, Baudrillard, Lyotard ve daha birçokları günceldeki yerini tutan modernlik dışı birteorinin dolaşıma sokulmasını sağladılar. Kant ve Hegelolsun, Marx olsun yeni analizlerle ele alındı. Bu kimlikteki düşünürler toplum ve tarihe eleştirel yaklaşabilirler. Ancak tarihin ön kapısından da çıksalar arka kapısından da gelip önlerinde durdukları hep Marx! Bu minval üzerinde post-kapitalist dönüşüm süreci için OtonomistMarksizm nasıl bir okuma öneriyor?

Emre ÖZCAN
:Otonomist Marksizm, post-kapitalist dönüşüm sürecini, ’60’ların sonu ve ’70’lerin ortasından itibaren süregelen kapitalist krizler ve bu krizleri zorlayan, ’60’lı yıllarla birlikte yükselmeye başlayan, büyük oranda sanayi işçilerinin oluşturduğu emek hareketleri üzerinden okumaktadır. Nihayetinde Otonomist Marksizmde işçi sınıfı ve kriz iki ayrı olgu olarak ele alınmaz ve kriz, değer üretme ilişkileri üzerinden açığa çıkarılması gereken sınıf antagonizmasının gelişiminden bağımsız olarak değerlendirilmez. OtonomistMarksizm açısından her şey antagonizmanın ritimlerine göre belirlenir.
 

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org
Biyopolitik tahakküm kavramından biraz söz edin? Otonomist Marksizm açısından kısaca değerlendirebilir misiniz?

    Emre ÖZCAN: Biyopolitik tahakküm, bir kırılmadır. Otonomist Marksizmdebiyopolitik tahakkümle birlikte “ölçü ötesilik” odağındaöznelliğin üretimi tartışması, Marksist düşünceye dair üretim ontolojisinin dönüşümünü zorunlu kılmaktadır. Sadece üretim süreçleri değil, yeniden üretim süreçleri (artık üretim yeniden üretimle birlikte ortaya çıkar) ve yaşamın tamamı sermayenin değerlenme süreçlerine tabi olduğunda biyopolitik tahakküm döneminden söz etmiş oluyoruz. Bu anlamda da kavramı, yeniden üretimin doğrudan yaşamın üretilmesi anlamında, bu süreçlerin bütün yaşamı kapsamasının ifadesi olarak kullanmaya çalıştığımızı söyleyebiliriz.
 

 Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org
Yüzyılımız adına çok detaylı şeyler söylenebilir. Denetim toplumu ile başlarsak kendi değerini insan özüne değil de güvenliğe çevirdiğini, emek üzerindeki tahakkümün biyopolitik üretimle nasıl yoğunlaştığını, insan ticaretinin ve mülteciliğin arttığını, çocuk işçiliği, büyük insan kitlelerini saran yoksulluk… özünde bütün toplumsal ilişkileriyle bakacak olduğumuzda bu kadar sosyal sorun taşıyan bir yer kürede, kitabınızdan yola çıkarak çözüm öngörünüzü öğrenmek istiyoruz?

   Emre ÖZCAN:Meselemiz, ontoloji ile yapısalcılık ilişkisine bakmak olacaktır. Bir tarafta yapısalcılık ile politik olanın ilişkisini nasıl kurduk, diğer tarafta ontoloji ile politik olanın ilişkisini nasıl kurduk? Bugüne kadar politik olanı epistemoloji üzerine mi kurduk, yoksa gerçekten ontoloji üzerine mi? Bu sorularla tekrar bakıldığında yapısalcılık ve postyapısalcılık neyi ifade etmektedir? Bu koşullar altında komünizmin politikliğini hangi noktadan başlayarak düşüneceğiz? Bizim açımızdan komünizmin politikliği, politik olanı tam da bugünden başlayarak burjuva egemenlik teorisi içinden düşünmeye son vermeyi gerektirir. Komünizm tarihsel bir erek değil, bugüne içkin politik bir pratik haline gelmelidir. Bu yüzden her şeyden önce komünizmin etik-politiği üzerine düşünmeye davet etmekteyiz. Çıkış yolumuz bu bağlamda komünalizm düşünce ve pratiğindedir.

Aziz ŞEKER- sosyalhizmetuzmani.org
Teşekkürler…

Emre ÖZCAN:Ben teşekkür ederim bu keyifli söyleşi için…

Aziz ŞEKER - Site Editörü ve Yazar

Kitap Edinme: Emeğin Kurucu Öznelliği, Otonom Yayıncılık, İstanbul, 2017.

http://www.idefix.com/Kitap/Emegin-Kurucu-Oznelligi/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0001723107001
 




 




Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

 
 sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.