Karneler alındı. Yıllardır süregelen sahneler yaşandı bir
kez daha. Kimileri için mutlaka saklanması, lafı dahi
açılmaması gereken bir şeyken kimilerince bir hediye
aldırma bahanesi, gurur duyma sebebi oldu ‘karne’.
Çocuklar için böyle; peki ya büyükler için nedir karne?
Öğrenciye kızma ya da ödüllendirme aracı mı?
Öğrencinin bu konudaki durumu ne olursa olsun
duygularımızı, ister öfke ister mutluluk, taşkınca
yansıtmanın çocuğa zarar verebileceği unutulmamalıdır.
Karne güzel gelince yere göğe sığdıramamak, kötü gelince
aşırı derecede kızmak, durumu biraz abartmak demektir.
Oysa karne, çocuk ve aslında biraz da ailenin performansı
hakkında bilgi veren bir belgedir. Elbette karnenin, bir
çocuğun başarısını yansıtmada eksiklikleri vardır; yani
bir çocuğun karnesine bakıp yazılmış notlara göre çok
başarılı ya da çok tembel olduğunu söylemek zaman zaman
haksızlık olabilir. Ancak başarı bir şekilde
belirlenecekse, karne bununla ilgili bize bilgi verir.
Karne, çocuk ve ailenin üzerinde değerlendirme yapması
gereken bir sonuçtur. Aile, karneyi eline aldığı zaman
eskisine göre düşmüş notlar görüyorsa; bunu çocukla
konuşmalı, eksikliği araştırmalı, kendini sorgulamalıdır.
Başarısızlık olarak görülen bir durum varsa bu sadece
çocuğun sorumluluğuna bırakılmamalıdır. Ne kadar
ilgiliyiz? , Yardımcı olduk mu? , Bizim de bu duruma bir
etkimiz oldu mu? gibi sorular ailelerin kendine sorması
gereken sorular arasındadır. Sadece veli ve öğrenci de
değil, öğretmenler de kendini bu sorgulama sürecine
sokmalıdırlar. Neyi ne kadar öğretebildik? Uygun bir yol
izledik mi? gibi.
Bu durumda çocuğa yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri
de onu başkalarıyla kıyaslamaktır. Her çocuğun birbirinden
farklı olduğu ve kıyaslama yapıldığında çocukta kıyaslanan
kişiye karşı öfke uyanabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Çocuk başarısız dahi olsa, ona bu durumu telafi etme,
düzeltme, fırsatı tanınmalıdır.
Tatil nasıl geçirilmelidir?
Tatil, çocukları özlemle bekledikleri bir dönemdir. Çünkü
sabah erken kalkmak yoktur, derse girmek ödev yapmak
yoktur; dahası oyuna daldıklarında onları, oğlum/kızım
ödevini yap ya da erken yat diyecek bir ses tatil
süresince yoktur. Bu durumda okul dönemini yoğun geçiren
çocuk ne olursa olsun eğlenmeyi, gönlünce oyun oynamayı
hak etmiştir. Tatil boyunca çocukları ders çalışmaya
zorlamak, yeni bir döneme enerji depolaması gereken çocuk
için olumsuz bir durumdur. Elbette bu, derslerden tamamen
uzaklaşılması demek değildir. Tatil kitapları, çocuklar
için dersleri eğlenceli hale getirebilir.
Karneyle ilgili bir diğer konu da karneler karşılığında
alınan hediye ya da harçlıktır. Karnesini gösteren çocuk
eğer başarılı görünüyorsa bir şeyler bekler. Bu genellikle
çok zamandır istenilen bir oyuncak veya benzeri bir şey ya
da paradır. Çocuğun ödüllendirilmesi elbette çok güzeldir.
Ancak bu durumun bir zorunluluk haline gelmesi, çocuğun
her karnesini gösterdiği kişide beklentiye düşmesi
rahatsızlık verici bir durumdur. Bunun yanı sıra çocuğun
her başarıda maddi olarak ödüllendirilmesi, çocuğun ödül
için çabalamasına ve eğer bulamazsa kırgınlığa düşmesine
yol açabilir. Bu sebeple çocuklar ödüllendirilirken hep
maddi ürünlerle değil, sözel olarak mükâfatlandırılmaya da
alıştırılmalı ve başarılarını ödül için değil kendileri
için elde etmeleri gerektiği bilinci kazandırılmalıdır.
|